Egitimyonetimi.org satışa sunulmuştur. İletişime geçmek için tıklayınız

Eğitimde İnsan Kaynakları Yönetimi

EKYS Sınavı • 4 sene önce

Eğitim yönetimi literatüründe personel yönetiminin insan kaynakları olarak da kullanıldığı görülmektedir. Ancak iki kavram arasında farklılık bulunmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında zati işleri daha sonra personel işleri olarak kullanılan kavram günümüzde insan kaynağı olarak kullanılmaktadır (Açıkalın, 1999). Personel yönetimi; personel seçimi, ücretlendirme, personelin yetiştirilmesi, yasal haklar ve sorumluluklar gibi süreçleri içerirken insan kaynağı; örgütteki insan kaynağını örgüt için bir araç olarak görmüş ve insanın varlığını örgütün varlığına dayandırmıştır (Karslı, 2004).

İnsan kaynakları yönetimi ile performans yönetimi arasında farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklar şunlardır. İnsan kaynakları yönetimi personel yönetiminin yeniden adlandırılmasıdır. İnsan kaynakları yönetimi, personel yönetimi ile endüstriyel işlerin birleşmesinden ortaya çıkan bir yaklaşımdır. İnsan kaynakları yönetimi bireysel iş ilişkilerinin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Bu yaklaşımda yöneticinin görevi, çalışanların kontrolünden çok onların gelişim ve performanslarını destekler (Kağnıcıoğlu, 2001). Bu çalışmada performans yönetimi yerine insan kaynakları yönetimi ifadesi tercih edilmiştir.

İnsan kaynakları örgütlerde stratejik olarak tanımlanan kaynakların başında gelmektedir. Özellikle örgütün amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik diğer kaynakların işe koşulmasında ve her düzeydeki örgütsel ve yönetsel süreçlerin çalıştırılmasında insan kaynakları, verimlilik, kapasite, etkililik, ve kalite gibi kavramları etkileyen en önemli değişkendir. İnsan örgütlerde uygun koşullar oluşturulduğunda kapasitesi arttırılıp geliştirilebilen ve sonsuz bir sinerji ortaya koyabilen en önemli kaynaktır (Boyacı, 2012).

Günümüz örgütleri, hızlı bir değişim ve dönüşüm içerisindedir. Bu değişim ve dönüşüm süreci içerisinde örgütlerin başarılı olabilmesi, insan kaynaklarının etkili kullanılması ve yönetilmesi önemlidir (Çalık, 2003). İKY, örgütte rekabetçi üstünlük sağlamak amacıyla gerekli insan kaynağının sağlanması, istihdamı ve geliştirilmesi ile ilgili politika oluşturma, planlama, örgütleme, yönlendirme ve denetleme faaliyetlerini içeren bir disiplindir (Yüksel, 1998). Örgütlerde çalışanlar sadece değerli bir kaynak değil, aynı zamanda örgütlerin en önemli zenginliğidir (Sabuncuoğlu, 2000). Örgütlerin ayakta kalabilmeleri ve rekabetçi avantajlarını koruyabilmeleri için nitelikli insan kaynaklarını ellerinde tutmaları gerekir (Ünnü ve Kececioğlu, 2009). Günümüz yöneticiliği, bireylerin sadakatlerini ve uysallığını yönetmek değil, insanların yaratıcılığını ve zekasını yönetmeye odaklanmıştır (Düren, 2000).

Bir okulda insan kaynağını işe alınması ve ondan yararlanılması, gerekli personel için istekte bulunulması, atanan personelin göreve başlatılması, görev yerinin değiştirilmesi, yükseltilmesi, gerekli durumda işine son verilmesine ilişkin, özlük işlerinin yapılması için  sarf edilen çabaların tümüne işgören (insan kaynağı) hizmetleri denir (Taymaz, 2007). İşgören hizmetleri, işgörenin örgüte alınmasından ayrılmasına kadar geçen süre içinde, onun için yapılacak tüm hizmetleri kapsar (Başaran, 2012).

Özel eğitim okul ve kurumlarında özel eğitimi bölümü mezunu öğretmenler çalıştırılmaktadır. Ancak sınıf öğretmenliği dışındaki uygulamalar branş eğitimini oluşturduğundan bu derslere branş öğretmenleri de girmektedir. Ayrıca çeşitli dönemlerde sertifika programlarıyla farklı branş öğretmenlerin branşları özel eğitime dönüştürülmüştür.

Ülkemizde üniversitelerde özel eğitim öğretmenliği; işitme, zihin, görme ve üstün yetenekliler öğretmenliği başlıklarında eğitim vermektedir. Ancak Talim Terbiye Kurulunun 20/02/2014 Tarih ve 9 Sayılı Kararı ile; işitme, zihin, görme engelliler öğretmenliği mezunu öğretmenlerin branşları özel eğitim öğretmenliğine dönüştürülmüştür. Üstün yetenekliler öğretmenliği bölümünden mezunların ise özel eğitim öğretmeni olarak atanmasına imkan verilmemiş olup bu alandan mezunlar ancak sınıf öğretmeni olarak atanabilmektedirler (9 Nolu Talim Terbiye Kurulu Kararı, 2014).

Resmi özel eğitim kurumlarında eğitim personeli olarak; kurum yöneticileri, özel eğitim öğretmeni, atölye şefi, yatılı özel eğitim okullarında grup gözetimi verilen sınıf öğretmeni, iş yeri koordinatör öğretmeni, atölye ve laboratuvar dersi öğretmenleri, rehber öğretmen, gezerek özel eğitim hizmeti veren öğretmen, eğitim programlarını hazırlamakla sorumlu öğretmen ve usta öğreticiler görevlendirilmektedirler (Resmi Gazete, 2006).

Özel teşebbüsler tarafından açılan özel eğitim okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde; kurum yöneticileri, isteğe bağlı genel müdür ve genel müdür yardımcısı, okulun seviye ve türüne uygun sınıf ve branş öğretmeni, bakanlıkça belirlenen destek eğitim programlarını uygulayacak zorunlu özel eğitim personeli, rehber öğretmen veya psikolog görevlendirilir. Ayrıca, isteğe bağlı olarak ihtiyaç duyulan diğer personel de görevlendirilebilir. Ayrıca, isteğe bağlı olarak sosyal hizmet uzmanı veya sosyal çalışmacı ile ihtiyaç duyulan diğer personel de görevlendirilebilir (Resmi Gazete, 2012).

İşitme, görme veya zihin engelliler sınıf öğretmenleri şu görevleri yapar; alanıyla ilgili gelişim ölçekleri ile ölçme ve değerlendirme araçlarının hazırlanıp uygulanmasında BEP geliştirme birimi ile iş birliği yapmak, BEP’te alanıyla ilgili uygulama ve değerlendirme yapmak, engelli bireylerin eğitim performanslarını ve yetersizlik türünü dikkate alarak eğitimleri sırasında kullanılmak üzere alanıyla ilgili gerekli materyalleri hazırlamak, kurumdaki aile eğitimi ve danışmanlığı çalışmalarına katılmak, engelli bireylere destek eğitim hizmeti sağlamak ve eğitim performansları doğrultusunda bireylerin uygun okul veya kuruma yönlendirilmesinde BEP geliştirme birimiyle iş birliği yapmak, engelli bireylerin yetersizliklerinden dolayı kullandığı kişisel cihaz ve aletlerin bakımı ve kontrolüne ilişkin tedbirler almak,engelli bireylerin eğitim performansları ve ihtiyaçları doğrultusunda eğitim yapmaktır (Resmi Gazete, 2012).

Özel eğitim kurumlarının eğitim personelini ağırlıklı olarak özel eğitim alanından mezun öğretmenler oluşturmaktadır. Ancak üniversitelerin özel eğitim bölümlerinden yeterli mezun olmaması nedeniyle resmi kurumlarda çalışan çeşitli branşlardaki öğretmenlere özel eğitim alanına geçiş imkanları sağlanmıştır. Ayrıca özel teşebbüsler tarafından açılan kurumlarda çalışan özel eğitim alanına bakanlık tarafından verilen kurslar sonucu sınıf öğretmenleri atanabilmektedir. 2014 yılına kadar zihin engelliler, işitme engelliler ve görme engelliler branşları ayrı iken bakanlık yeni bir düzenlemeye giderek üç bölümü özel eğitim öğretmenliği adı altında birleştirmiştir. Her üç branş mezunlarını özel eğitim öğretmeni olarak atamaya başlamıştır (Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı, 2014).

Milli Eğitim Bakanlığı, 80 sayılı Talim ve Terbiye Kurulu Kararında sınıf öğretmenliği ile işitme ve görme engelliler sınıf öğretmenliğine kaynak gösterilen fakülte mezunlarına 160 saatlik kurs vererek zihinsel engelliler sınıf öğretmeni olma yolunu açmıştır. Ancak Danıştay İkinci Dairesi bu uygulamayı durdurmuş, bakanlık bu sorunu kurs süresini 540 saate çıkararak çözmüştür (Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı, 2014). Halen rehabilitasyon merkezlerinde ağırlıklı olarak 160 saat kurs alan sınıf öğretmenliği bölümlerinden mezun öğretmenler çalışmaktadır. Ayrıca özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri ile özel destek eğitimi programı uygulayan özel eğitim okullarında Talim Terbiye Kurulu Mütaalası ile belirtilen alanlarda öğretmen ihtiyacının özel eğitim alanı öğretmenlerince karşılanamaması durumunda; bu alanda, “okul öncesi, çocuk gelişimi ve eğitimi veya sınıf öğretmenliği alanı öğretmeni olup Bakanlığımızca düzenlenecek 160 saat teorik ve 80 saat uygulama olmak üzere toplam 240 saat “uzman öğretici yetiştirme kurs programını” başarıyla tamamlayanlar özel eğitim alanı öğretmenleri tarafından uygulanan destek eğitim programlarında uzman öğretici olarak görevlendirilebileceği kararı alınmıştır (Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı Mütaalası, 2015).

Özel eğitim kurumlarında çalışan öğretmen ya da yöneticiler işe başlama öncesi sağlık raporu haricinde herhangi bir testten geçirilmemektedir. Resmi özel eğitim kurumlarında çalışanların özlük hakları diğer kurumlarda çalışanlara benzerlik göstermektedir. Ancak ek ders uygulamalarında bir farklılık bulunmaktadır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 176. maddesi gereği özel eğitim kurumlarında ve özel eğitim sınıflarında çalışan öğretmen ve yöneticilere ek ders % 25 fazlasıyla ödenmektedir (Resmi Gazete, 1965).

Özel teşebbüsler tarafından açılan özel eğitim kurumlarında çalışan eğitim personeli ile diğer personel, sosyal güvenlik ve özlük hakları yönünden, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile İş Kanununun hükümlerine tabidir. Bu kurumlarda çalışan eğitim personeli sözleşmeleri ağırlıklı olarak asgari ücret üzerinden yapıldığı bilinmektedir. Ayrıca özel kurumlarda çalışan personel haftada 40 saate kadar çalıştırılabilmektedir (Resmi Gazete, 2014). Bu nedenle özel ve resmi kurumlarda çalışanların özlük haklarında büyük farklılıkların olduğu söylenebilir.

Ülkemizde öğretmen ve yöneticilerin yetiştirilmesi amacıyla hizmetiçi programlar uygulanmaktadır. Özel eğitim uygulamalarına ilişkin çeşitli kursların açıldığı gözlenmektedir. Ancak özel teşebbüslerce açılan özel eğitim kurumlarında çalışanlara yönelik bakanlık tarafından açılan kurs yok denecek kadar azdır. Ayrıca bu kurumlarda adaylık eğitimi de kaldırılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde kurumların eğitim personelini yetiştirmek için gerekli tedbirleri alması ve eğitim personelinin Bakanlıkça açılan hizmet içi eğitim faaliyetlerinden yararlandırılması gerektiği belirtilmiştir.

Kaynak:

💬 Yorumlar