Egitimyonetimi.org satışa sunulmuştur. İletişime geçmek için tıklayınız

Belediyenin Tanımı

Eğitim • 4 sene önce

Belediye kavramı, Türk Dil Kurumu, Türkçe sözlüğünde şöyle tanımlanmıştır: “İl, ilçe, kasaba, belde vb. yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt, şehremaneti” (TDK, 2011: 298). “Belediye” sözcüğü Arapça bir sözcüktür. Etimolojik açıdan “beledî” kökünden, “belediye” sözcüğüne türemiş ve terimsel bir boyut kazanmıştır. Anlam itibariyle ilk çıkış noktası: “Şehir ve kasabaya mensûb ve müteallik” olmakla birlikte günümüz Türkçesiyle ise: “Şehirle ilgili, şehre ait olan” anlamını karşılamaktadır (Sami, 2015: 237). Günümüz Türkçesinde ise bazı işlev değişimleriyle birlikte anlamsal bağını sürdürmektedir.

Belediye Kanunu (2005: 3)’na göre belediye: “Belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi” olarak tanımlanmıştır.

Türk belediyeciliğinin ve yerel hizmet birimlerinin tarihi Osmanlı Devletine dayanmaktadır. Osmanlı Devletinde, Tanzimat dönemine kadar bugünkü anlamda bir belediye anlayışı bulunmamaktaydı. Tanzimat sonrasında ilk defa batılı anlamda, bugünkü işlevine yakın belediye kuruluşları ortaya çıkmıştır. Cumhuriyet öncesi belediyecilik hizmetlerini kısmen kadılar üstlenmekte olup hizmet üretmekten ziyade merkezi idareden gelen kararları uygulamakla yükümlüydüler. Kadılık makamının dışında kalan kimi işleri ise vakıflar, loncalar ve diğer kuruluşlar, belde ihtiyaçlarını çeşitli iş bölümleriyle karşılamaktaydı. Belediyenin görev alanlarından olan; su, mezarlık, hastane, sosyal yardım vb. gibi çeşitli hizmetler, padişah veya bölgedeki zenginlerin işbirliğiyle sağlanmaktaydı (Öner, 2006: 32).

Yerel yönetim anlamında devlet temsilcilerinin dışında farklı bir oluşum olarak halk temsilcilerinden oluşan ‘Âyanlar’ bulunmaktadır. Âyanlar halk tarafından seçilir ve bu seçimler sonucunda bir fermanla tasdik edilerek ‘âyan-ı vilâyet ve işerleri’ olarak atanmış olurlardı. Tanzimatla birlikte “Belediyecilik” fikri kurumsallaşmaya başladıkça hizmetler devlet idaresinin kaynaklarıyla sürekli bir biçimde sağlanmaya başlamıştır (Çolak, 2012: 38).

Kırım Savaşı’nda (1854) Osmanlı Devleti’yle birlikte savaşan İngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti yöneticilerinden bazı ıslahat taleplerinde bulunmuştur. Bu talepler sonucunda 1855 yılında Avrupa ülkelerindeki belediye yapılarına benzeyen, hükümet tarafından ataması yapılan bir Şehremini ve 12 kişilik meclisiyle hizmet veren İstanbul Şehremaneti kurulmuştur (Çolak, 2012: 42).

Modern anlamda belediyecilik fikrinin ortaya çıkışı, Osmanlı Devleti yöneticilerinin Avrupa şehirlerinde gördükleri kentsel yaşantıyı kendi ülkelerine getirme idealleriyle yakından ilgilidir. (Ortaylı, 1985) İzleyen gelişmelerin sonucunda 1930 tarih ve 1580 sayılı Belediye Kanunu ile 1877 ‘Dersaadet Belediye Kanunu’ ve 1912 tarihli ‘Dersaadet Teşkilat-ı Belediye Hakkındaki Kanun-u muvakkat’ yürürlükten kaldırılmıştır. (Öner, 2006: 36) Kanun yürürlükten kaldırıldıktan sonraki yıllarda, nüfusu 2000’i aşan yerleşim birimlerinde belediye teşkilatları kurulmuştur ve “beldenin ve belde sakinlerinin mahalli mahiyette müşterek ve medeni ihtiyaçlarını tanzim ve tesviye ile mükellef hükmi bir şahsiyet” olarak tanımlanmıştır (Belediye Kanunu, 1930: 1). Modern anlamdaki ilk belediye yapısı Şehremaneti adıyla, İstanbul’da kuruldu ve 1855 tarihinde başına ilk şehremini atandı (Erdem, 2015: 54).

Cumhuriyet döneminden 1930 yılına kadar yerel yönetim yapılarına yeni yetkiler ve kaynaklar verilmiştir ancak bu yapılar üzerinde bütünsel bir düzenleme geliştirilememiştir. Yerel yönetim yapılarına dair ilk bütünsel düzenleme 1580 sayılı, 3 Nisan 1930 tarihli Belediye Kanunu ile getirilmiştir (Çolak, 2012: 33-35). Bu süreçte, Vali ve Kaymakamlar bulundukları yerin belediye başkanı olarak kabul edilmekteydi. 1963 yılında yapılan değişikliklerle birlikte tek dereceli seçim sistemiyle doğrudan halkın seçtiği kişiler belediye başkanı olmaya başlamıştır (Kaya, vd., 2007: 62).

Belediye yönetiminin üç ana birimi vardır, bunlar: “Belediye Meclisi”, “Belediye Encümeni” ve “Belediye Başkanı”dır (Belediye Kanunu, 2005: 3/b).

Kaynak: Yönetim Süreçleri Bağlamında Bilgievlerinin İncelenmesi: Küçükçekmece Belediyesi Örneği, Erdi Demir, 2019, Yüksek Lisans Tezi

💬 Yorumlar